20 Nisan 2025 Pazar
Elektrikli araçlarda karlılık oldukça düşük. Bu yüzden üreticiler sadece elektrikli araç üretip daha az kazanmak istemiyorlar. Bu yüzden alternatif yakıt tarafına oldukça sıcak bakılıyor. Hatta yeni benzinli otomobilleri bile en az elektrikliler kadar çevreci olması için yoğun mesai harcanıyor. Artık çeşitliliğin olduğunu söyleyen Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, “Yalnız elektrikli yapalım politikasından geri adım atıldı. Çünkü burada kârlılık yok” dedi. Avrupa verdiği teşviği kaldırdı. Elektrikli araç satışlarında büyüme hız kesti. Böylece fabrikalarda alternatif kapasite oluştu. Aynı zamanda markalar da karlılıktan dolayı elektrikli araç üretimine çok da sıcak bakmamaya başladı. OSD Başkanı Eroldu “Markalar da yalnız elektrikli yapalım veya yalnız elektrikli hibrit yapalım politikalarından geri adım attılar. Yani otomotiv sanayicileri karlı alanlara yatırım yapmak zorunda. Yani kârsız alana yatırım yapmanın anlamı yok” diye konuştu.
Elektrifikasyonla birlikte faz farklarının büyüyeceğini anlatan Cengiz Eroldu, faz farklarının yayılacağını göreceklerini ifade etti. Artık markaların yalnız elektrikli ve hibrit yapmak istemediklerini anlatan Eroldu, “Bu politika vardı ama artık geri adım atıldı. Şimdi bugün herkes aslında içten yanmalı motorları tutmaya çalışıyor. Her gün görüyoruz markaların yeni teknolojili benzinli motorları geliştirdiğini. O yüzden artık ürünler üçlü çıkıyor. İşin içinde muhakkak elektrikli var evet bu bir gerçek. Ama bunun yanında hibrit de olacak içten yanmalı (ICE) motorlar da olacak. Yani şimdi herkes buna dönmeye çalışıyor şu anda. Full elektrikli ve hibrit olanların yanına ICE’ı koyma yani benzinliyi koymaya çalıştığını görüyoruz. Yani bugün Türkiye pazarında bile markaların neredeyse birçoğunun üçlü opsiyonu var artık” ifadelerini kullandı.
Türkiye’ye de değinen Eroldu, sadece hibrit motorlu araçlarda bir vergi avantajının olmadığını paylaştı. Bu yüzden müşterinin benzinli istediğini anlatan Eroldu şöyle devam etti: “Yani o fiyat farkını ödemek istemiyor. Ne oluyor ya firma yani hibrit ve benzinliyi yakın fiyatlara getirip kârından feragat ediyor satabilmek için yoksa benzinli satılıyor. Otomotiv sanayicileri karlı alanlara yatırım yapmak zorunda. Şu anda kârlı alanlar Avrupa’da da Türkiye’de de içten yanmalılar.”
Cengiz Eroldu, “Yani içten yanmalıyla hibrit arasında büyük bir fiyat farkı var. Çünkü arabanın içine iki motor koyuyorsunuz, batarya koyuyorsunuz yani onların karşılığını almıyor ki müşteri yani sonuçta. Yani yakıt tasarruf olarak görmüyorlar. Yani o açıdan da zaten müşterinin kabul etmesi lazım” dedi. Müşteriye bir şeyi zorla kabul ettirmenin mümkün olmadığını anlatan Eroldu, çevre için bunun önemli olduğuna da değindi. Eroldu şunu anlattı: “Tabii ki çevre de önemli ama ya biz benzinli motorları o kadar çevreci yapacağız ki yani hibrite yakın bir performans çıkaracak bunlar, o da bir çözüm olabilir. Belli markalar oraya doğru gidiyorlar sonuçta.”
Otomotiv sanayisinde önemli yatırımların gündeme geldiğini ifade eden Cengiz Eroldu, bunun olumlu yansımalarını bu sene içinde göreceklerini anlattı. Bunun kapasitelere de etkisi olacğaını aktaran Eroldu, “2.2 milyonun üzerine 175 bin adedi Togg, bu iki yeni fabrikanın da (BYD ve Chery) 150 biner veya 200 biner olduğunu varsayarsak da 300-400 bin daha ilave gelecek bunun üzerine, bu da demekki bizi 2.7-2.8 milyon gibi çok ciddi bir kurulu kapasiteye götürecek. Tabi hedefimiz de bu kurulu kapasiteyi ne kadar doldurabiliriz. Çünkü gerçekten de otomotiv sanayisinin Türkiye rakamlarında, ekonomisinde çok ciddi bir payı var” diye konuştu.
İç pazardaki yerli payının geçen sene rakamlarına paralel devam ettiğine dikkat çeken Cengiz Erdoldu, şunları anlattı: “Kapasite kullanımımız da mart ayında yüzde 70, ilk 3 ayda ise yüzde 65 mertebesinde. Dolayısıyla kötüleşmiyor, sabit bir şekilde devam ediyor ama burda tabi özellikle kamyon ve traktör gruplarında kapasite kullanımının kötüleştiğini görüyoruz. Kamyonda yüzde 78’den yüzde 47’ye ki bu ağırlıklı olarak ihracat pazarları. Bu da iyi bir sinyal değil aslında yani Avrupa’da da işlerin iyi gitmediğinin öncü bir göstergesi. Keza yine traktörde hem ihracatta hem iç pazarda daralma olduğunu görüyoruz. Burada da özellikle Türkiye pazarında tabi bir miktar finansmana erişimin geçmiş seneye göre kötüleşmesinin etkisi olduğunu da söylemem lazım.”