14 Nisan 2025 Pazartesi
Yatırımlar…
Özellikle 2024 ve 2025’in ilk aylarında otomotiv sanayisine yönelik önemli yatırımların olduğunu hepimiz biliyoruz. Buna tabi Temmuz 2024’te BYD ile başladık. Daha sonra Ford’un 2021’den bu yana biliyorsunuz 1,9 milyar Euro’luk bir yatırım paketi var. Bunun da 740 milyon Euro’sunu 2024 yılında gerçekleştirdi. Diğer taraftan Duster üretimi Oyak Renault’da başladı. Bu da 400 milyon Euro’luk bir yatırım. Tofaş’ta 2024’ün sonunda K0 ticari araç üretimi başladı, bu da 200 milyon Euro’luk. Diğer taraftan Hyundai Türkiye’de elektrikli araç yatırımına karar verdiğini açıkladı. Ve en son da mart ayında geçen ay, Chery yatırımı ilk defa kamuoyuna, Cumhurbaşkanımızla birlikte tanıtıldı. Kendilerine bir teşekkür belgesi de verildi. Dolayısıyla burda, aslında iki tanesi yeni oyuncu, diğerleri de mevcut OSD üyelerinin yaptığı yatırımlar var. O yüzden bunun da olumlu yansımalarını 2025 yılında otomotiv sanayisi rakamlarında göreceğiz.. Ama tabi burda az evvel kapasite hesabı yapmıştık, 2,2 milyonun üzerine 175 bin adet Togg, bu iki yeni fabrikanın da 150 biner veya 200 biner olduğunu varsayarsak da 300-400 bin daha ilave gelecek bunun üzerine, bu da demekki bizi 2,7-2,8 milyon gibi çok ciddi bir kurulu kapasiteye götürecek. Tabi hedefimiz de bu kurulu kapasiteyi ne kadar doldurabiliriz. Çünkü gerçekten de otomotiv sanayisinin Türkiye rakamlarında, ekonomisinde çok ciddi bir payı var. Bunu da göreceğiz.
Mart ayı raklamları…
Mart ayında baktığımız zaman geçen sene 137 bin adetlik imalata karşılık bu sene 124 bin adetlik imalat yaptık. Dolayısıyla üretimimizde yüzde 9’luk bir azalma var. Kapasite kullanımımız 84’ten 70’e indi ama -önceki aylarda toplam kapasite kullanımı 60-65 bandındaydı. Yani burada mart ayında 70’e çıktığını görüyoruz, dolayısıyla mart ayında bir toparlanma olduğunu söyleyebiliriz. İhracatımızda yüzde 5’lik bir artış var, 91 binden 96 bine adete çıktı. TİM verilerine göre ihracat tutarımızda da yüzde 9’luk bir artış var, bu da sevindirici. 3,2 milyar dolardan 3,5 milyar dolara çıktık. Keza yine pazarda da yüzde 7’lik bir artış yaşandı. Dolayısıyla mart ayı aslında satış anlamında iyi bir ay oldu. Üretimdeki düşüş de aslında bu mart ayına özgü. Çünkü bizim gördüğümüz ocak ve şubatta stoklardaki artışın mart ayında eritildiğini görüyoruz. Bu rakamların matematiğine baktığınız zaman aynı stok seviyesinde bu kadar üretim düşüşü olmaz. Ancak geçmiş aylardan elinizde stok varsa o stokların etkisiyle bu rakamlar buralara inebilir. Biz o açıdan mart ayını yukarıya doğru hareket eden bir ay olarak görüyoruz ve 2025’in de geri kalanı için de iyi bir sinyal bu.
Üretim ve kapasite…
Üç aylık toplamlara baktığımız zaman yine üretimin mart ayına paralel yüzde 9 aşağıda, kapasite kullanımımın yüzde 65, ama mart ayında yüzde 70 bu, o açıdan mart ayı önceki aylara göre, ocak-şubata göre kapasite kullanımı açısından iyileşmenin olduğu bir ay. Keza aynı şekilde ihracatta da adet bazında ilk 3 ayda aynıyken mart ayında yüzde 5’lik ihracat artışı var. İhracatın tutarı da TİM verilerine göre mart ayında 9, ilk 3 ayda 4 artışta. Böyle baktığımız zaman aslında otomotiv sanayi açısından ihracat, üretim rakamlarımızda mart ayı ile beraber bir iyileşmenin başladığını söyleyebiliriz. İç pazardaki yerli payında ise geçen sene rakamlarına paralel bir şekilde devam ediyor şu anda. Kapasite kullanımımız da mart ayında yüzde 70, ilk 3 ayda ise yüzde 65 mertebesinde.. Dolayısıyla kötüleşmiyor, sabit bir şekilde devam ediyor ama burda tabi özellikle kamyon ve traktör gruplarında kapasite kullanımının kötüleştiğini görüyoruz. Kamyonda yüzde 78’den yüzde 47’ye ki bu ağırlıklı olarak ihracat pazarları. Bu da iyi bir sinyal değil aslında yani Avrupa’da da işlerin iyi gitmediğinin öncü bir göstergesi. Keza yine traktörde hem ihracatta hem iç pazarda daralma olduğunu görüyoruz. Burda da özellikle Türkiye pazarında tabi bir miktar finansmana erişimin geçmiş seneye göre kötüleşmesinin etkisi olduğunu da söylemem lazım.
Bizim iddialı hedeflerimiz var.
Otomotiv sanayi olarak biz şimdi dünyadaki 14.lük pozisyonundan ki aslında 12’ydik, 13 olduk. 10.’luğa çıkma hedefimiz var. Kapasitemizi 2.5’e çıkaralım diyorduk onu zaten gerçekleştiriyoruz öyle duruyor. Şu anda zaten 2.2’deyiz. Üyelerimizle Togg’u koyduğumuz zaman 2.4. Evet şu da üretim kapasitemizi dolayısıyla birinci hedefi tutuyoruz. Bunları yaptığımız zaman dünyada 10. Avrupa’da 3 olacağız. Bunlar da erişilebilir hedefler. Yani Avrupa’nın 3. otomotiv ülkesi olmak son derece önemli bir hedef ihracatımızın 50 milyar dolarlara çıktığını göreceğiz. Bu yatırımlar adetler gerçekleştiği zaman. Bir de geride kaldığımız tabii alternatif yakıtların toplam üretimdeki payı. Şu anda %19’da. Biz bunun 2028’de %80’e çıkmasını hedeflemiştik ama şu anda, özellikle iklim hedefleri de Avrupa’da gevşerse yani daha ileri giderse, bunu da tekrar bir tartışmamız lazım. Bunun da belki bir revize etmemiz lazım. Şu anda gerçekçi gibi durmuyor ama 3. olmak Avrupa’da ve dünyada 10. olmak toplam araç üretiminde bizim için önemli hedefler. Bunların da arkasında duracağız.
Yerli payımız az…
Yani hem kapasite hem de proje. Şimdi yeni gelen oyuncu yalnızca fabrika kurmaya gelmiyor ki Türkiye’ye sonuçta. Burada üretim yapmak için geliyor yani yoksa fabrika kurup da bir şey olmuyor. Yani fabrika kurup imalat yapacaksın. Bir yandan işte 1.2 milyar dolar bu sene yatırım yapıldı otomotiv sanayinde. Önümüzdeki sene de bu yatırımlar devam edecek. Yani devam eden projeler var. Yani biz şimdi eksik yani kapasite kullanımı düşük olan firmalarımızın da yatırım yaptıklarını görüyoruz. Onlarda kapasitelerini doldurma yönünde hareket ediyorlar. Şimdi pazar açısından, pazarda şöyle bir sorun var, tabii onun altını çiziyoruz. Yani yerli payımız az.
El birliğiyle koruyup daha da büyütmeye çalışıyoruz
Kamudan beklentimiz şu daha bütünleşik bir bakış açısına ihtiyacımız var. Yani dediğim gibi buradaki sorunları doğru tespit edip, bizim ülke açısından bakanlıklarla birlikte ona bakmamız lazım. Yani nasıl daha verimli bir hale gelebiliriz onun üzerinde çalışmamız lazım bir, kamu zaten sanayi bakanlığı başta yerli sanayiyi destekliyor. Yani işte baktığımız zaman 2024 yılında uygulamaya alınan birçok tedbirin de yerli sanayi veya yerli yatırımları korumaya yönelik olduğunu görüyoruz. O açıdan kamuyla da otomotiv sanayi olarak yakın çalışıyoruz zaten onlarda. Herkes bu sektörün Türkiye için ne kadar önemli ve değerli olduğunu biliyor. Yani sonuçta bu sektörü herkes yani el birliğiyle koruyup daha da büyütmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla orada bir sıkıntımız yok.
PHEV paradoksu…
PHEV bu paradoksu bitirmez, PHEV’in kendisi bir paradoks. Müşteri kaynaklı, şu anda vergiler eşit 80 hepsi. Zaten PHEV’nin pazar payı işte sıfırdan 5’e geldi. O tabii ki vergi kaynaklı tamamen.
Amerika çok spesifik bir pazar.
Oradaki ürünler de farklı bize göre ama mesela traktör pazarı bir fırsat olabilir burada. Eğer şimdi mesela Avrupa’dan ABD’ye traktör varsa giden Türkiye’den göndermek avantajlı olabilir. İşte Çin’den giden traktör varsa şimdi, gönderemeyeceği için o zaman Türkiye avantajlı olabilir. Komponentlerde Türkiye avantajlı olabilir ama yani sonuçta bizim ihracatımızın %4’ü. Hani bunu iki katına çıkardık %8 oluyor yani etkisi çok büyük değil demek istediğim şey de yani.
Yatırımlar ve Satışlar…
Yatırımlar deyince bir Hyundai’nin açıklaması var tabi ama rakam olarak bir şey söylenmedi. Bir bilgimiz yok. Bir de tabii BYD’nin temel atma töreni olması lazım herhalde bir dönemde planda ona göreceğiz. Bir yandan da şimdi Ford Otosan’ın yatırımı yıllara yayılmış olarak devam edecek işte. K0’da TOFAŞ’ın yatırımları devam edecek. Martta pazarın geçen seneye göre arttığını gördük. Tam tersine Türk müşterisi fiyatlar artar diye araç almaya odaklandı biraz. Mart ayı rakamları onu söylüyor. Pazar rakamlarında öyle bir şey gözükmüyor. Bizim bilgimizde hurda teşviki ile ilgili yeni bir konu yok.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.