PARÇALI AZ BULUTLU
İMSAK'A KALAN SÜRE
17 Nisan 2025 Perşembe
Fiat Egea ile yarışacak olan Yaman Yılmaz’ın yardımcı sürücülüğünü Ali Emre Yılmaz yapacak. Sezonun ilk yarışı olan Marmaris Ege Rallisi’nde Berç Arhanyan anısına düzenlenen TOSFED Ralli Kupası’nda genel klasmanda ikinci, kategori üçte birinci olan Yaman Yılmaz Bodrum Rallisi öncesinde ”Marmaris’te sezona çok iyi bir başlangıç yaptık. Bodrum Rallisi’nde yeni sponsorumuz “TeklifimGelsin” desteğiyle yarışacağız ve yine çok iddialıyız. Kendi kategorimizde birinciliği ve genel klasmanda da podyumda olmayı hedefliyoruz.’’ dedi…
Bodrum Rallisi 17 Nisan Perşembe akşamı saat 20.30’da Bodrum Belediye Meydanı’ndaki start seremonisi ile başlayacak. Bodrum yarımadasının en büyük spor organizasyonları arasında yer alan organizasyon kapsamında, 18 Nisan Cuma günü Milas-Bodrum arasındaki Karacahisar, Fesleğen, Mazı bölgesinde yer alan 6 özel etap geçilecek. 19 Nisan Cumartesi sabahı 08.00’de direksiyon başına geçecek olan ekipler, Bodrum’da yer alan Çamlık, Alazeytin ve Etrim bölgelerinde yer alan 6 özel etabın ardından saat 14.30’dan itibaren Bodrum Belediye Meydanı’ndaki finiş seremonisi ve ödül töreni ile ralliyi sonlandıracaklar.
Tamamen elektrikli INSTER’ın ödülü 2025 New York Uluslararası Otomobil Fuarı’nda açıklandı.
Hyundai, böylece WCA – Dünya Yılın Otomobil Ödülleri’nde üst üste dördüncü kez başarı elde etti.
2022 yılında IONIQ 5 ve 2023’te IONIQ 6 ve 2024 yılında da IONIQ 5 N, Dünya Yılın Otomobili seçilmişti.
Hyundai INSTER, 2025 Dünya Elektrikli Otomobili ünvanına layık görüldü. Bu prestijli ödül, bugün New York Uluslararası Otomobil Fuarı (NYIAS) kapsamında düzenlenen ve tüm dünyada saygı gören 2025 Dünya Otomobil Ödülleri töreninde açıklandı. Bu büyük başarı, Hyundai Motor Grubu modellerinin Dünya Otomobil Ödülleri’nde arka arkaya dört yıldır, bir veya daha fazla kategoride zirvede yer aldığını gösteriyor. Dünyada Yılın Otomobili ödüllerinde, 30 ülkeden 96 otomotiv gazetecisinin oylarına yer veriliyor.
INSTER, tasarımı, inovasyonu ve sunduğu özelliklerle ön plana çıktı.
2025 Dünya Elektrikli Otomobili ödülü, INSTER’ın elektrikli araç segmentindeki olağanüstü değerini vurgularken, Hyundai Motor Grubu’nun EV teknolojisi ve sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını da ortaya koyuyor. Kompakt bir elektrikli araç olan INSTER, çarpıcı tasarımı, etkileyici sürüş menzili ve ileri teknolojisiyle segmentine liderlik ediyor. Hızlı şarj özelliği sayesinde %10’dan %80’e şarj yalnızca 30 dakikada tamamlanabiliyor. 49 kWh’lik uzun menzilli model ise 370 km’ye kadar bir menzil sunuyor. Dikkat çekici tasarımı, menzili, keyifli sürüş özellikleri, bilgi-eğlence sistemi ve üstün teknolojisiyle INSTER, Hyundai’nin müşterilerine olağanüstü değer sunma yaklaşımını en iyi şekilde yansıtıyor.
Buna göre, 2025 yılı ocak-mart döneminde toplam otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 azalarak 344 bin 120 adet oldu. Otomobil üretimi ise yüzde 7 geriledi ve 220 bin 927 adet olarak gerçekleşti. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 352 bin 299 adedi buldu. Yılın ilk çeyreğinde ticari araç üretimi ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11 oranında geriledi. Bu dönemde, ağır ticari araç grubunda üretim yüzde 32, hafif ticari araç grubunda ise yüzde 9 düşüş yaşandı. Bu dönemde, otomotiv sanayisinin kapasite kullanım oranı yüzde 65 seviyesinde gerçekleşti. Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 66, kamyon grubunda yüzde 47, otobüs-midibüs grubunda yüzde 60 ve traktörde yüzde 44 seviyesinde gerçekleşti.
Türkiye İhracatının %17’sini Otomotiv Sanayi Gerçekleştirdi!
Yılın ilk çeyreğinde otomotiv ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 1 azalarak 254 bin 683 adet olarak gerçekleşti. Bu dönemde otomobil ihracatı da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 azalırken, ticari araç ihracatı yüzde 2 oranında arttı. Traktör ihracatı ise 2024 yılının aynı dönemine göre yüzde 45 azaldı ve 2 bin 529 adet olarak gerçekleşti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, toplam otomotiv sanayi ihracatı, 2025’in ilk çeyreğinde yüzde 17 ile sektörel ihracat sıralamasında zirvedeki yerini korudu. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde toplam otomotiv ihracatı, 2024 yılının aynı dönemine göre yüzde 2 artarak 9,4 milyar dolar oldu. Euro bazında ise yüzde 1,4 artışla 8,6 milyar euro olarak gerçekleşti. Bu dönemde, dolar bazında ana sanayi ihracatı yüzde 1, tedarik sanayi ihracatı ise yüzde 3 oranında arttı.
İç Pazar 2025 Yılının İlk Çeyreğinde 258 Bin Adet Oldu
2025’in ilk çeyreğinde toplam pazar, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7 azalarak 285 bin 818 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 4 oranında gerileme yaşadı ve 223 bin 793 adet oldu. Ocak-Mart döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla toplam ticari araç pazarında yüzde 16, ağır ticari araç pazarında yüzde 20, hafif ticari araç pazarında ise yüzde 16 daralma yaşadı. 2025’in ilk 3 aylık döneminde otomobil satışlarındaki yerli araç payı yüzde 32, hafif ticari araç pazarında yerli araç payı ise yüzde 22 olarak gerçekleşti. Toplam taşıt pazarında yerli araç payı, geçen yılın ilk çeyreğine göre 2 puan düşerek yüzde 31 oldu.
Japon kültürünün zarafetini teknolojik yeniliklerle buluşturan Lexus, sıra dışı konsept aracı LF-ZC’den esinlenen projelerini Milano Tasarım Haftası’nda sergiledi. LF-ZC’nin Black Butterfly (Siyah Kelebek) ismi verilen çift arayüzlü kokpitinden ilham alan enstalasyonlar ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
Lexus’un Milano’daki varlığı, tasarım, sanat ve teknolojinin bir araya gelerek insanlık için daha iyi bir gelecek yaratabileceğini etkileyici bir şekilde ortaya koyuyor.
Lexus’un gelecekteki mobilite vizyonu
Her zaman insan merkezli felsefeyi benimseyen bir marka olarak Lexus, otomobil kullanıcılarının araçlarla kusursuz bir uyum sağlayacak bir kokpit geliştirdi. Lexus’un Milano Tasarım Haftası’ndaki ana teması da, bu kokpitten ilham alan Japon kreatif ekipler SIX ve STUDEO tarafından hazırlanan “A-Un” adlı enstalasyon oldu. Bu çalışma, Lexus’un kabin teknolojisinden ilhamla geleceğin mobilitesine dair sezgisel ve duygusal bir anlatım sunuyor. Ziyaretçilerin kalp atışlarına tepki veren, bambu ipliklerle örülmüş dev kelebek ekranı, Lexus’un Black Butterfly (Siyah Kelebek) metaforu üzerinden insan ve toplum arasındaki sezgisel bağlara dikkat çekiyor. Lexus’un gelecekteki mobilite vizyonu, yalnızca komut alan araçlardan ziyade kullanıcılarının niyetlerini sezgisel olarak anlayan, onlarla sezgisel bir bağ kuran çözümler sunmayı hedefliyor. “A-Un”, bu vizyonu sanatsal bir deneyime dönüştürerek Lexus’un duygu, teknoloji ve estetik ekseninde nasıl bir gelecek hayal ettiğini gözler önüne seriyor.
Lexus’un desteklediği genç yetenekler Milano’da
Lexus, geleceğin mobilitesini ifade eden “A-Un” enstalasyonunun yanı sıra Lexus Tasarım Ödülleri’nden doğan üç çalışmadan oluşan Discover Together koleksiyonunu da Milano’da sergiledi.
Genç tasarımcıların oluşturduğu üç enstalasyon, Lexus’un felsefesi ve yeni nesil kokpit teknolojisinden esinlenen bir tema öne çıkıyor. Bunların ilki Japonya’dan Bascule Inc. tarafından geliştirilen ve “Earthspective” adı verilen çalışma oldu.
Yatırımlar…
Özellikle 2024 ve 2025’in ilk aylarında otomotiv sanayisine yönelik önemli yatırımların olduğunu hepimiz biliyoruz. Buna tabi Temmuz 2024’te BYD ile başladık. Daha sonra Ford’un 2021’den bu yana biliyorsunuz 1,9 milyar Euro’luk bir yatırım paketi var. Bunun da 740 milyon Euro’sunu 2024 yılında gerçekleştirdi. Diğer taraftan Duster üretimi Oyak Renault’da başladı. Bu da 400 milyon Euro’luk bir yatırım. Tofaş’ta 2024’ün sonunda K0 ticari araç üretimi başladı, bu da 200 milyon Euro’luk. Diğer taraftan Hyundai Türkiye’de elektrikli araç yatırımına karar verdiğini açıkladı. Ve en son da mart ayında geçen ay, Chery yatırımı ilk defa kamuoyuna, Cumhurbaşkanımızla birlikte tanıtıldı. Kendilerine bir teşekkür belgesi de verildi. Dolayısıyla burda, aslında iki tanesi yeni oyuncu, diğerleri de mevcut OSD üyelerinin yaptığı yatırımlar var. O yüzden bunun da olumlu yansımalarını 2025 yılında otomotiv sanayisi rakamlarında göreceğiz.. Ama tabi burda az evvel kapasite hesabı yapmıştık, 2,2 milyonun üzerine 175 bin adet Togg, bu iki yeni fabrikanın da 150 biner veya 200 biner olduğunu varsayarsak da 300-400 bin daha ilave gelecek bunun üzerine, bu da demekki bizi 2,7-2,8 milyon gibi çok ciddi bir kurulu kapasiteye götürecek. Tabi hedefimiz de bu kurulu kapasiteyi ne kadar doldurabiliriz. Çünkü gerçekten de otomotiv sanayisinin Türkiye rakamlarında, ekonomisinde çok ciddi bir payı var. Bunu da göreceğiz.
Mart ayı raklamları…
Mart ayında baktığımız zaman geçen sene 137 bin adetlik imalata karşılık bu sene 124 bin adetlik imalat yaptık. Dolayısıyla üretimimizde yüzde 9’luk bir azalma var. Kapasite kullanımımız 84’ten 70’e indi ama -önceki aylarda toplam kapasite kullanımı 60-65 bandındaydı. Yani burada mart ayında 70’e çıktığını görüyoruz, dolayısıyla mart ayında bir toparlanma olduğunu söyleyebiliriz. İhracatımızda yüzde 5’lik bir artış var, 91 binden 96 bine adete çıktı. TİM verilerine göre ihracat tutarımızda da yüzde 9’luk bir artış var, bu da sevindirici. 3,2 milyar dolardan 3,5 milyar dolara çıktık. Keza yine pazarda da yüzde 7’lik bir artış yaşandı. Dolayısıyla mart ayı aslında satış anlamında iyi bir ay oldu. Üretimdeki düşüş de aslında bu mart ayına özgü. Çünkü bizim gördüğümüz ocak ve şubatta stoklardaki artışın mart ayında eritildiğini görüyoruz. Bu rakamların matematiğine baktığınız zaman aynı stok seviyesinde bu kadar üretim düşüşü olmaz. Ancak geçmiş aylardan elinizde stok varsa o stokların etkisiyle bu rakamlar buralara inebilir. Biz o açıdan mart ayını yukarıya doğru hareket eden bir ay olarak görüyoruz ve 2025’in de geri kalanı için de iyi bir sinyal bu.
Üretim ve kapasite…
Üç aylık toplamlara baktığımız zaman yine üretimin mart ayına paralel yüzde 9 aşağıda, kapasite kullanımımın yüzde 65, ama mart ayında yüzde 70 bu, o açıdan mart ayı önceki aylara göre, ocak-şubata göre kapasite kullanımı açısından iyileşmenin olduğu bir ay. Keza aynı şekilde ihracatta da adet bazında ilk 3 ayda aynıyken mart ayında yüzde 5’lik ihracat artışı var. İhracatın tutarı da TİM verilerine göre mart ayında 9, ilk 3 ayda 4 artışta. Böyle baktığımız zaman aslında otomotiv sanayi açısından ihracat, üretim rakamlarımızda mart ayı ile beraber bir iyileşmenin başladığını söyleyebiliriz. İç pazardaki yerli payında ise geçen sene rakamlarına paralel bir şekilde devam ediyor şu anda. Kapasite kullanımımız da mart ayında yüzde 70, ilk 3 ayda ise yüzde 65 mertebesinde.. Dolayısıyla kötüleşmiyor, sabit bir şekilde devam ediyor ama burda tabi özellikle kamyon ve traktör gruplarında kapasite kullanımının kötüleştiğini görüyoruz. Kamyonda yüzde 78’den yüzde 47’ye ki bu ağırlıklı olarak ihracat pazarları. Bu da iyi bir sinyal değil aslında yani Avrupa’da da işlerin iyi gitmediğinin öncü bir göstergesi. Keza yine traktörde hem ihracatta hem iç pazarda daralma olduğunu görüyoruz. Burda da özellikle Türkiye pazarında tabi bir miktar finansmana erişimin geçmiş seneye göre kötüleşmesinin etkisi olduğunu da söylemem lazım.
Bizim iddialı hedeflerimiz var.
Otomotiv sanayi olarak biz şimdi dünyadaki 14.lük pozisyonundan ki aslında 12’ydik, 13 olduk. 10.’luğa çıkma hedefimiz var. Kapasitemizi 2.5’e çıkaralım diyorduk onu zaten gerçekleştiriyoruz öyle duruyor. Şu anda zaten 2.2’deyiz. Üyelerimizle Togg’u koyduğumuz zaman 2.4. Evet şu da üretim kapasitemizi dolayısıyla birinci hedefi tutuyoruz. Bunları yaptığımız zaman dünyada 10. Avrupa’da 3 olacağız. Bunlar da erişilebilir hedefler. Yani Avrupa’nın 3. otomotiv ülkesi olmak son derece önemli bir hedef ihracatımızın 50 milyar dolarlara çıktığını göreceğiz. Bu yatırımlar adetler gerçekleştiği zaman. Bir de geride kaldığımız tabii alternatif yakıtların toplam üretimdeki payı. Şu anda %19’da. Biz bunun 2028’de %80’e çıkmasını hedeflemiştik ama şu anda, özellikle iklim hedefleri de Avrupa’da gevşerse yani daha ileri giderse, bunu da tekrar bir tartışmamız lazım. Bunun da belki bir revize etmemiz lazım. Şu anda gerçekçi gibi durmuyor ama 3. olmak Avrupa’da ve dünyada 10. olmak toplam araç üretiminde bizim için önemli hedefler. Bunların da arkasında duracağız.
Yerli payımız az…
Yani hem kapasite hem de proje. Şimdi yeni gelen oyuncu yalnızca fabrika kurmaya gelmiyor ki Türkiye’ye sonuçta. Burada üretim yapmak için geliyor yani yoksa fabrika kurup da bir şey olmuyor. Yani fabrika kurup imalat yapacaksın. Bir yandan işte 1.2 milyar dolar bu sene yatırım yapıldı otomotiv sanayinde. Önümüzdeki sene de bu yatırımlar devam edecek. Yani devam eden projeler var. Yani biz şimdi eksik yani kapasite kullanımı düşük olan firmalarımızın da yatırım yaptıklarını görüyoruz. Onlarda kapasitelerini doldurma yönünde hareket ediyorlar. Şimdi pazar açısından, pazarda şöyle bir sorun var, tabii onun altını çiziyoruz. Yani yerli payımız az.
El birliğiyle koruyup daha da büyütmeye çalışıyoruz
Kamudan beklentimiz şu daha bütünleşik bir bakış açısına ihtiyacımız var. Yani dediğim gibi buradaki sorunları doğru tespit edip, bizim ülke açısından bakanlıklarla birlikte ona bakmamız lazım. Yani nasıl daha verimli bir hale gelebiliriz onun üzerinde çalışmamız lazım bir, kamu zaten sanayi bakanlığı başta yerli sanayiyi destekliyor. Yani işte baktığımız zaman 2024 yılında uygulamaya alınan birçok tedbirin de yerli sanayi veya yerli yatırımları korumaya yönelik olduğunu görüyoruz. O açıdan kamuyla da otomotiv sanayi olarak yakın çalışıyoruz zaten onlarda. Herkes bu sektörün Türkiye için ne kadar önemli ve değerli olduğunu biliyor. Yani sonuçta bu sektörü herkes yani el birliğiyle koruyup daha da büyütmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla orada bir sıkıntımız yok.
PHEV paradoksu…
PHEV bu paradoksu bitirmez, PHEV’in kendisi bir paradoks. Müşteri kaynaklı, şu anda vergiler eşit 80 hepsi. Zaten PHEV’nin pazar payı işte sıfırdan 5’e geldi. O tabii ki vergi kaynaklı tamamen.
Amerika çok spesifik bir pazar.
Oradaki ürünler de farklı bize göre ama mesela traktör pazarı bir fırsat olabilir burada. Eğer şimdi mesela Avrupa’dan ABD’ye traktör varsa giden Türkiye’den göndermek avantajlı olabilir. İşte Çin’den giden traktör varsa şimdi, gönderemeyeceği için o zaman Türkiye avantajlı olabilir. Komponentlerde Türkiye avantajlı olabilir ama yani sonuçta bizim ihracatımızın %4’ü. Hani bunu iki katına çıkardık %8 oluyor yani etkisi çok büyük değil demek istediğim şey de yani.
Yatırımlar ve Satışlar…
Yatırımlar deyince bir Hyundai’nin açıklaması var tabi ama rakam olarak bir şey söylenmedi. Bir bilgimiz yok. Bir de tabii BYD’nin temel atma töreni olması lazım herhalde bir dönemde planda ona göreceğiz. Bir yandan da şimdi Ford Otosan’ın yatırımı yıllara yayılmış olarak devam edecek işte. K0’da TOFAŞ’ın yatırımları devam edecek. Martta pazarın geçen seneye göre arttığını gördük. Tam tersine Türk müşterisi fiyatlar artar diye araç almaya odaklandı biraz. Mart ayı rakamları onu söylüyor. Pazar rakamlarında öyle bir şey gözükmüyor. Bizim bilgimizde hurda teşviki ile ilgili yeni bir konu yok.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.